Özgür İLHAN
Yerel tarımı güçlendirmek amacıyla Erzincan Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü tarafından ata tohumlarından üretilen sebze fideleri çiftçilere teslim edildi. Hem Erzincan’da hem de çevre illerde yürütülen projelerle, yerli çeşitlerin korunması ve gelecek nesillere aktarılması hedefleniyor.
Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu’nun talimatları doğrultusunda, yerel tarımsal değerlerin korunması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması amacıyla önemli bir adım daha atıldı. Erzincan Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü tarafından yürütülen çalışmalar kapsamında, ata tohumları ve yerel sebze çeşitlerinin desteklenmesi için özel olarak üretilen fide çeşitleri çiftçilere teslim edildi.
Bu kapsamda, Erzincan’da faaliyet gösteren Ziya Organik Tarım İşletmeleri için hazırlanan sebze fidelerinin teslimi başarıyla gerçekleştirilirken, aynı zamanda Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi (TAKE) Projesi çerçevesinde Gümüşhane İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden gelen talep doğrultusunda da çeşitli sebze fideleri üretildi ve bölgeye sevk edildi.
Teslim edilen fideler arasında ata tohumlarından elde edilen domates, biber, patlıcan ve kabak gibi birçok yerel sebze türü yer alıyor. Söz konusu üretimlerin amacı, bölge iklimine ve toprak yapısına uyumlu, dayanıklı, verimli ve genetik olarak korunmuş tohumların çoğaltılarak tarımsal üretime kazandırılması. Bu çalışmalar sayesinde hem yerel üreticinin desteklenmesi hem de gıda güvenliği açısından stratejik öneme sahip tohumların korunması hedefleniyor. Erzincan Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü, sadece Erzincan değil, çevre illerden gelen projeli talepleri de karşılamak adına 2025 yılı üretim sezonu için yoğun bir çalışma yürütüyor. Enstitü, alınan talepler doğrultusunda üretici kuruluşlara sağlanacak fide desteğini planlayarak hazırlıklarını sürdürüyor. Üretim tesislerinde büyük bir titizlikle devam eden fide yetiştiriciliği süreci, bölge tarımının gelişimine ve yerli tohumların yaygınlaştırılmasına katkı sunmayı amaçlıyor.
Enstitü yetkilileri, ata tohumu ve yerel çeşitlerin yaşatılmasının sadece tarımsal bir gereklilik değil, aynı zamanda kültürel bir sorumluluk olduğunu vurgulayarak, bu tür projelerin sürdürülebilir tarım politikaları açısından önemine dikkat çekti.